Hüseyin Behçet GÖRKTAN; eski lakap ve soyadına göre “Behçet zade Behçet” veya “Behçetler” olarak bilinirler. Halk arasında, namıdiğer “Koca Behçet” olarak tanınır. “Koca Behçet” benim dedemdir. Onun bize bıraktığı en büyük eseri “Milli Mücadele Günlüğü”dür. Bu eser 23 Haziran 1921 tarihinde başlayıp, 01 Eylül 1922 tarihinde son bulmaktadır. Bugünlüğe göre Koca Behçet’in koltuk değnekleriyle yaya olarak, katır üstünde veya vagonlarda, çoğu zaman aç ve susuz yüzlerce kilometre yol aldığını öğrenmekteyiz. Sırt çantasından eksik etmediği not defterine, sadece o gün cereyan eden askeri hadiseleri değil aynı zamanda; bulunduğu yerdeki siyasi, sosyo-kültürel, ekonomik yapıları, gelir kaynaklarını, yaşayış tarzları da en ince ayrıntılarıyla kaleme almıştır. Kurtuluş Savaş’ında geçen olaylar, yapılan fedakârlıklar, kahramanlıklar, çekilen çileler olayın bizzat tanığı bir kişi tarafından anlatılmaktadır. Bu olayları yaşamış kişilerin anılarının çok az olması bu eserin değerini artırmaktadır.
Bu eser 19 Haziran 1981 tarihinde Em. Tank. Alb. Enver TUNCALP tarafından Osmanlı Türkçesi’nden bize aktarılmıştır. 1981 yılında hazırlanan Bugünlük, Bugüne kadar maalesef baskıya alınamamış olup, 35 yıl bekletilmiştir. Enver TUNCALP, yayınlanmasını çok arzu ettiği bu eserin basımını göremeden 1992 yılında aramızdan ayrılmıştır.
Daha sonra Afyon Kocatepe Üni. Fen. Ed. Fak. Tarih Bölümünden çok değerli hocamız Doç. Dr. Ahmet ALTINTAŞ; 2005 yılında Bugünlüğü günümüz Türkçesine çevirmiştir.
Bu eserin redaktörlüğünü yapan arkadaşım Türk Dili ve Edebiyatı emekli öğretmeni Ercan GAZİOĞLU da imla, noktalama, paragraf düzenlemesi, cümle kuruluşları üzerinde önemle durmuş, mümkün olduğunca gerekli düzenlemeleri yapmıştır.
Özellikle cümle kuruluşları üzerinde dururken; eğer cümle okunduğunda anlaşılıyorsa böyle cümlelere merhum Koca Behçet’in anlatım tarzını bozmamak adına dokunmamış; gene anlaşılan klişeleşmiş Arapça, Farsça kelime ve terkipleri de olduğu gibi bırakmaya özen göstermiştir.
Ayrıca eserin akışına uygun ara başlıklar koyarak ve Afyon ağzı ile ifadesini bulan kelime ve deyimlere de dokunmayarak eseri daha akıcı hale getirmeye çalışmıştır.
Gerekli görülen yerlerde dip notlar ile okuyucuya ek bilgiler de verilmiştir.
Gerek çevirilerde, gerek redakte ve basıma hazırlama çalışmalarında elbette gözden kaçan hatalar ve eksikler olmuştur. Bunlardan dolayı okurlarımızın hoşgörüsüne sığınırız.
Bugünlükte, küçük-büyük pek çok yerleşim yerinin adı geçmektedir. Bunlardan bazılarının isimleri değişmiştir. Çoğu yerleşim yerlerinin isimleri Milli Mücadele yıllarına aittir.
Kapak tasarımı, fotoğraf ve belgeler; kardeşim Gücügür GÖRKAY tarafından yapılmıştır.
Koca Behçet; Türk Milletinin vatanseverliğini, Türk Ordusunun yokluk ve sefalet içerisinde dahi yiğitlik destanı yazdığını anlatmakta olup; milletçe uğradığımız hezimet ve felaketlerin sebeplerine de açık yüreklilikle değinmiştir. Bu felaketlerin yaşanmasında çeşitli suçlamalarda ve eleştirilerde bulunmuştur. Bunlar “Koca Behçet”in kendi görüş ve düşünceleridir. Babası Hasan Tahsin Bey’in ve kendisinin yıllarca cephelerde savaştıktan sonra psikolojilerinin ne hale geldiğini tahmin edersiniz kanaatindeyim. Ayrıca komşumuz ve müttefikimiz olan Yunanistan’ın mazideki hatasını tekrar hatırlatmak, düşmanlık duygularını körüklemek gibi bir gayemiz de yoktur. O yüzden “Koca Behçet”in bu görüşlerine katılırsınız veya katılmazsınız. Bu eserin orijinalliğini bozmak istemediğimizden; bazı ithamları kaldırarak yayınlamak istedik. Eser incelenirken bu noktaların gözden uzak tutulmaması gerekmektedir.
Asırlar boyu harplere insan yetiştiren, gözü tok, misafirperver Allah’a tevekkül sahibi sabırlı ve saf Anadolu insanları...
Dedemin şu sözü kulağımda çınlıyor, sizin de çınlasın: “Düşman bizi böyle vurdu, yine vurabilir!”
Bugünlüğü yayınlayarak “Türk Harp Tarihi”ne kazandıran, Afyonkarahisar Belediye Başkanımız Sayın Burhanettin Çoban’a ve emeği geçen herkese hizmetlerinden dolayı teşekkür ederim.